Dijital Biz Dergisi | Özel Haber

Bilişim Teknolojileri Geleceğimizi Nasıl Şekillendirecek

 

20’den fazla farklı ülkeden 2 bini aşkın teknoloji profesyoneli, Avrasya’nın en büyük online bulut bilişim etkinliği CloudTalk Online MatchMaking zirvesinde bir araya geldi. Etkinliğin ilk gününde 5 farklı salonda eş zamanlı olarak gerçekleşen konferanslarda 60’dan fazla konuşmacının sunumlarını canlı olarak izleme fırsatı bulan binlerce katılımcı, sanal fuaye alanında 50’yi aşkın teknoloji firmasının geliştirdiği çözümleri inceleme ve sektör profesyonelleri ile bire bir görüşme fırsatı buldu.

 

Habertürk Sunucusu Mehmet Akif Ersoy moderatörlüğünde “Bilişim Teknolojileri Geleceğimizi Nasıl Şekillendirecek” paneli CXO Vision Hall’da gerçekleşti. Global Bilişim Derneği (BİDER) Başkanı ve Dijital Biz Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Şenol Vatansever, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Erol Özgüner ve İstanbul Okan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Güner Gürsoy bilişim teknolojilerinin günümüzdeki önemine ve geleceği nasıl şekillendireceğine ilişkin görüşlerini aktardılar.

 

Avrasya’nın IT Profesyonelleri CloudTalk Online MatchMaking Summit Zirvesinde Buluştu

cloudtalksummit.online adresinden halen katılımın mümkün olduğu etkinlik, sanal fuaye alanında Alibaba Cloud, Acronis, Cloudflare, Equinix, Acronis, Uzman Posta, Bulutistan, LogoSoft gibi onlarca teknoloji devi ile misafirlerini 14 Ekim 2020 tarihine kadar ağırlamaya devam edecek.

Teknoloji Profesyonelleri Sınır Tanımadı

Pandemi dönemi ile birlikte geleneksel etkinlikler yerlerini hızla dijital halefine bırakırken, bulut bilişim sektörü kendisinden beklendiği gibi bu inovasyona ne kadar hızlı adapte olabileceğini gösterdi. Almanya, Kanada, Hindistan, Rusya, Amerika gibi 20’den fazla ülkeden yüzlerce IT profesyoneli mekân ve zaman bağımsız CloudTalk Online MatchMaking zirvesine kendi hazırladıkları toplantı ve konferans ajandaları ile kişisel bilgisayarları üzerinden katıldı.

Etkinliğin henüz ilk günü olmasına rağmen 2 binin üzerinde birebir etkileşimin gerçekleştiği zirvede Dijital dönüşüm, yapay zekâ, çoklu bulut uygulamaları, mikroservis teknolojileri, bulut sistem güvenliği ve pandemi döneminde sektör trendleri gibi pek çok konu başlığı uzmanların yorumları ile masaya yatırıldı. Ayrıca Bilgi Teknolojileri Kurumu (BTK) katılımı ile web trendleri ve Türk kobi’lerinin dijital dönüşümü konuşuldu.

Avrasya Bulut Bilişimin Gücü ile Büyüyecek

Dünya devlerinden lokal girişimlere kadar 50’den fazla şirketin yer aldığı CloudTalk MatchMaking Zirvesi fuaye alanında ilk 24 saate 1000’i’ aşkın girişimci ve sektör profesyoneli, katılımcıların sunduğu ürün ve servisler hakkında bilgi aldı. Yabancı ziyaretçi ve katılımcılar için simultane tercüme hizmetinin de sunulduğu etkinlikte yeni iş ortaklıkların da ilk adımları atıldı.

14 Ekim 2020 tarihine kadar fuaye alanının eski yeni tüm ziyaretçilerin ücretsiz katılımına açık olacağını belirten CloudTalk Global CEO’su Burkay Yapağcıoğlu “Bu etkinlik bulut bilişim için servis üreten, sunan, destek veren her bir girişimin ve profesyonelin yeni fırsatlarla buluşmasını ve başta ülkemiz olmak üzere tüm Avrasya’nın Bulut Bilişimde tıpkı batılı rakipleri gibi söz sahibi olmasını amaçlıyor. Bir başka ifade ile CloudTalk MatchMaking Zirvesi Avrasya’daki bulut bilişim oyuncularının doğru networking motivasyonları ile bir araya geldiğinde nasıl bir potansiyeli tetikleyebileceğinin güzel bir örneği. Bu sinerjiyi koruyarak sektörün tüm paydaşlarını 14 gün daha ağırlamaya devam edeceğiz. Bulut bilişime ilgi duyan, yeni iş fırsatlarını keşfetmek isteyen ya da ürün portföyünü zenginleştirmeyi hedefleyen herkesi cloudtalksummit.online adresimiz üzerinden online fuaye alanımızı ziyaret etmeye davet ediyoruz.” sözleri ile etkinliğin hedeflerine bir kez daha vurgu yapıyor.

Bilişim Teknolojileri Geleceğimizi Nasıl Şekillendirecek Paneli Gündemi Belirledi

Habertürk Sunucusu Mehmet Akif Ersoy moderatörlüğünde CXO Vision Hall’da gerçekleşen “Bilişim Teknolojileri Geleceğimizi Nasıl Şekillendirecek” paneli etkinliğe katılan 2 bini aşkın teknoloji profesyonelinin büyük bir kısmı tarafından izlenerek gündemi belirledi. Global Bilişim Derneği (BİDER) Başkanı ve Dijital Biz Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Şenol Vatansever, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Erol Özgüner ve İstanbul Okan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Güner Gürsoy moderatör Mehmet Akif Ersoy’un yönelttiği soruları cevaplayarak bilişim teknolojilerinin günümüzdeki önemine ve geleceği nasıl şekillendireceğine ilişkin görüşlerini aktardılar.

Panel Videosu:

Mehmet Akif Ersoy’un geleceği değiştirecek teknolojilerin neler olduğu, Türkiye’nin bu değişimin şu an neresinde olduğu ve gelecekte neresinde olacağına ilişkin sorularını Global Bilişim Derneği (BİDER) Başkanı Şenol Vatansever cevapladı. CloudTalk Online organizasyonu için emeği geçen herkese, panel moderatörüne ve panelistlere teşekkür ederek sözlerine başlayan Vatansever değerlendirmelerini aktardı: “Global Bilişim Derneği (BİDER) olarak kuruluşumuzu takiben ilk desteklediğimiz etkinlik ve oluşturduğumuz panel özelliğini taşıyor. Günün anlam ve önemine istinaden etkinliğe üyelerimizden Premier Veri Merkezi’nden bağlanarak katılıyorum. Yine STK’larımızı her zaman destekleyen Bulutistan’ın oturumunu da keyifle izledik. İnşallah hedefleri doğrultusunda Türkiye’den çıkan Turcorn’lar yani Türk Unicorn’lar arasında da yer alacağıma inanıyoruz. Dünyada ve Türkiye’de her alanda çok hızlı değişimler yaşanıyor. Geçmişte gelecek hakkında konuştuğumuz birçok kavramın artık hayatımıza girdiğini ya da girmekte olduğunu görüyoruz. Diğer taraftan da 2000’li yıllarda Jetgiller gibi yaşayacağımızı hayal ederken bir anda kendimizi koronavirüs gibi küresel bir salgınla sıkıntılı bir mücadele içinde bulduk. İnsanoğlunun, bilimin ve teknolojinin zorlandığı zamanlardan geçmekte olduğumuz bir gerçek.

Geleceği değiştirecek teknolojileri ülkeler ve bireyler açısından değerlendirmek gerekir. Ülkeler açısından baktığımızda, savunma sanayi ile ilgili teknolojilerin çok daha fazla önem kazanacağını belirtmek isterim. Caydırıcı savunma ve silah sistemleriyle savaşların ve terörün insanlığa zarar vermesinin önüne geçilecek. İHA ve SİHA teknolojileri ile Türkiye terörle mücadelede ve askeri alanda ciddi bir ivme sağladı. Silah teknolojilerinde yerli ve milli oranının artışının olumlu etkilerini sahada bölgesel bir güç haline gelerek yaşıyoruz. Böylece enerji kaynakları dahil her alanda haklarımızı daha etkin biçimde koruyabiliyoruz. Savunma sanayisindeki bu pozitif gelişmelerin diğer teknoloji alanlarına da yerli ve milli oranının artışı şeklinde sirayet etmesini bekliyoruz.

Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘yerli ve milli teknolojileri destekliyoruz’ ve ‘memur olma, girişimci ol’ yaklaşımlarının altına aynen imzalarımızı atarız. Ama kamu kurumları maalesef hala bu yaklaşımlardan uzak görünüyor. Kimi zaman yerli firmaların ihalelere girmelerine engel olan bazı maddeler bile eklendiğine şahit oluyoruz. Yerli ve milli teknolojiler üreten firmalara ar-ge faaliyetlerine de imkân verecek şekilde kamu ihalelerinde en az %30 fiyat avantajı sağlanmasını talep ediyoruz. ‘Referansın var mı?’ şeklinde sorgulamalar yapılması yerine sağlıklı bir demo ve POC yapılarak ürünün çalıştığından emin olunmasını öneriyoruz. Böylece büyük potansiyeli olabilecek girişimleri baltalamadan ve kolaya kaçmadan ülkemize kazandırma imkânımız olabilir. Yine bu yaklaşımın bir bileşeni olarak kamu kurumlarına yıllık teknoloji giderlerinin 2023 yılı sonuna kadar en az %50’sinin yerli ve milli teknolojilere ayrılması şeklinde performans kriteri verilmesinin isabetli olacağını düşünüyoruz.

Zaman zaman ülke gündemimizi değiştiren siber güvenliğin geleceği değiştirecek teknolojiler arasında her zaman olacağını düşünüyorum. Siber korsanlara ek olarak yapay zekânın da özellikle otonom araçlar gibi otonom sistemler için tehdit oluşturacağını ve can güvenliğimize kast edebileceğini belirtmek isterim. Siber güvenliğin sağlanmasında ve kişisel verilerin korunmasında adeta bir komuta merkezi olan güvenlik bilgi ve olay yönetimi (SIEM) yazılımlarının çok kritik olduğunu vurgulamak isterim. Olası risklerin sürekli geliştirilmesi gereken korelasyonlarla minimum seviyelere getirilmesi sağlanmalıdır.

Yapay zekâ ve robotlar gelecekte hayatımızda çok önemli bir yere sahip olacak. Yapay zekâ günümüzün çaresiz hastalıklarına erken tanı ve etkili tedavi, imkânsız problemlerine çözümler sağlayacak. Yapay zekâ ile terör olayları ve doğal afetler önceden tahmin edilerek, bunlara askeri robotlar ve insansız hava araçları ile müdahale edilecek. İnsansı robotlar evde bizlere hizmet ederken, sanayi robotları işte en ağır işleri yapacak. Robotların üretim ve hizmet sektörlerine daha yoğun olarak gireceği gelecekte insanlara farklı iş olanaklarının sağlanması teknoloji ile mümkün olacak.

Nesnelerin İnterneti ile gelecekte hayatımızdaki tüm cihazlar birbiriyle iletişim halinde olacak ve hayatımızı kolaylaştıracak. Olası sağlık problemlerinde taşıdığımız aksesuarlar 112’yi bilgilendirecek ve ambulansın sevk edilmesini sağlayacak. Birkaç gün önce Sağlık Bakanımızın açıkladığı gibi koronavirüs hastalarının karantina süreçleri akıllı bileklikler ile takip edilecek. Karantina bölgesinden ayrıldığında etrafa ses çıkararak uyarı verebilecek, aynı zamanda ilgili birimleri bilgilendirecek.

5G ile iletişimde sınırlar neredeyse kaldırılacak. Dünyadaki ve Türkiye’deki telekom operatörleri için yeni fırsatların kapılarını aralayacak. Diğer taraftan Elon Musk’ın Starlink’inin gelişi telekom operatörleri için önemli bir tehdit oluşturacak. LinkedIn’de düzenlediğim ve ağırlıklı olarak beyaz yakalıların katıldığı 476 oy kullanılan ankette ‘Starlink Türkiye’de hizmet verirse abone olur musunuz?’ sorusuna, %86 ‘Evet, abone olurum’, %14 ‘Hayır, abone olmam.’ cevabını verdi. Starlink nedir diye açacak olursak… Starlink, Amerikan uydu şirketi SpaceX tarafından uydu interneti erişimi sağlamak üzere inşa edilmiş bir uydu takımyıldızıdır. Takımyıldızı, yer istasyonları ile birlikte çalışacak ve seri olarak üretilen 42.000 küçük uydudan oluşacak. SpaceX firması ayrıca bazı uydularını keşifler ve bilim amaçlı kullanmakla birlikte bazı uydularını ise ordulara satmayı da planlamaktadır.

Wi-Fi’ın yerini 1000 kat daha hızlı olan Li-Fi, yani Light Fidelity, ışık alacak. Bu teknolojiye uygun olarak üretilmiş LED ışıklar ve cihazlar çok yüksek hızlarda haberleşecek. Denemelerde hızın saniyede 224 gigabayta kadar çıktığı test edilmiştir. Evdeki tüm cihazların birbirleriyle iletişimi hızlanacak. Sokak lambalarının olduğu her yerde internete bağlanılabilecek. Araçlar farları ile birbirleriyle iletişim kurabilecek.

Otonom araçlar karada, havada, deniz yüzeyinde ve içinde ulaşımımızı yenilenebilir enerjiler ile sağlayacak. Sadece otomobiller değil, kamyonlar ve tırlar da otonom olacak. Elon Musk’ın Hyperloop adını verdiği sistem sayesinde vakum tüpü içerisinde giden trenler 1.200 km hıza erişebilecek.

Blok zinciri mimarisi hayatımızın her alanına girecek ve günümüzde aracı durumunda olan birçok kurum etkisini ve önemini yitirecek.”

Habertürk Sunucusu ve panel moderatörü Mehmet Akif Ersoy geleceğin teknolojilerini dinlediklerini belirterek İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Bilgi İşlem Daire Başkanı Dr. Erol Özgüner’e İstanbulluları nelerin beklediği ve teknolojinin İstanbullularla nasıl buluşacağı sorularını yöneltti. Özgüner, Şenol Beyin teknolojik gelişmeleri anlatan cümlelerinin gelecek zamanı ifade ettiğini, kendisinin ise İstanbul’da şu an neler yapıldığını ve gelecekle ilgili nelerin planlandığını anlatmak istediğini belirterek değerlendirmelerini aktardı: “Bugünün ve yarının bütün teknolojik gelişmelerini Şenol Bey bir şemsiye altında topladı. Tabi ki bunların kamu hayatına geçmesi ve içselleştirilmesi önem arz ediyor. Covid süreci kamuda online toplantı ve çalışma düzenine geçişi hızlandırdı. Evden veya internet olan bir yerden işleriniz görülmesi süreci başladı. Covid başladıktan kısa bir süre kamudaki 08:00-17:00 mesai klasiği değişmeye başladı. İlk iki hafta içerisinde farklı noktalardaki toplantı geliş-gidişlerine ve molalara ilişkin zaman kayıpları ortadan kalkarak arka arkaya toplantılar düzenlenmeye başladı. Sonraki dönemde evde kalmanın getirdiği stresle işe olan ilgi daha da arttı ve başta 18:00-19:00-20:00’lere doğru kayan iş görüşmeleri ve toplantılar geceye yayıldı. Mesai uzadı ve personel verimliliği arttı. Covid zamanı gece 02:20’de bitirdiğim toplantıları dahi hatırlıyorum.

İstanbul deyince; günlük nüfusu 16 milyon olan, gün içerisinde yurt içi ve yurt dışı ziyaretçisi 2-2,5 milyon olan devasa bir şehirden bahsediyoruz. Evinizde su ve doğalgaz saatiniz, cebinizde İstanbul Kartınızla bir çırpıda 3 alanda size dokunuyoruz. Evinizden çıkıp arabanıza bindiğinizde İSPARK ile, ilk trafik ışıklarında İSBAK ile, ödemelerinizde BELBİM ile, ulaşım için METRO veya İETT ile -yani belediye hizmetleri ile- gün içerisinde 7-8 kere karşılaşıyorsunuz. Biz buna o kadar alışmışız ve içselleştirmişiz ki bu hizmetlerin belediyeden geldiğini bile fark etmiyoruz. Bunların İBB hizmetleri olduğunun altını çizmek istiyoruz. Bildiğiniz gibi pandemi döneminde gündelik kazançla çalışan pek çok vatandaşımız ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya kaldılar. Bizim o dönem toplumsal dayanışma ruhunu arttırmak ve insanlarımızın ihtiyaçlarını gidermek için toplumumuzla el ele vererek yürüttüğümüz askıda fatura kampanyamız çok büyük ilgi gördü. Yaklaşık 25 milyon TL’lik bir dayanışma bütçesi ile 200.000 fatura tamamen teknolojik bir platform üzerinden ödendi. Bu platform şu an bir yardımlaşma platformu olarak hayatına devam ediyor. Örneğin, üniversite öğrencilerine burs veriyoruz, ama çevremizde üniversiteli öğrencilere burs veren veya zor durumdaki ailelere yardım etmeye çalışan vatandaşlarımızı da görüyoruz. İşte bu platform o vatandaşlarımızı gerçekten ihtiyaç sahibi insanlarla buluşturmayı hedefliyor.

İBB, 30 iştirak şirketi ve 90.000 çalışanı ile Türkiye’nin en büyük organizasyonlarından birisi. Her bir vatandaşımız her gün en az 7-8 farklı noktada belediye hizmetlerini kullanıyor ve buralarda veri üretiyor. Belediyenin önce bu veriyi toplaması, gruplaması ve anlamlandırması gerekiyor. Anlamlandırılamayan ve zamanında değerlendirilemeyen veriler bir veri çöplüğü oluşturuyor ve buralara harcanan insan ve ekonomik kaynakları boşa gidiyor. Biz tüm bu verilerin değerlendirilmesi için bir büyük veri platformu oluşturduk. Bütün verilerimiz bir veri havuzuna akıyor, orada tekilleştiriliyor, hizmetlere göre gruplandırılıyor ve anlamlandırılıyor. Bu işlemin tamamı çok önemli bir teknolojik aşamaydı.

Önümüzdeki dönemde lansmanını yapacağımız bir süper app uygulamamız var. Onun üzerine yoğun mesai harcıyoruz. Süper app, İBB’nin tüm faydalı app ve web uygulamalarını tek bir platformda toplayarak vatandaşlarımıza bu app’leri bütünleştirilmiş bir hizmet olarak sunmayı hedefliyoruz. Bu süper app içeresinde vatandaşlarımıza farklı deneyimler yaşatmayı da planlıyoruz. Örneğin; taşınma esnasında su, gaz, elektrik, internet vb. abonelikler için neredeyse bir haftalık bir zaman harcanmaktadır. Süper app’in içerisine girerken her bir vatandaşımıza bir dijital ID tanımlaması yapacağız, kendi kimlik ve kontrat bilgilerini de sistem içerisine alarak Belediyeyi bir nevi noter olarak konumlamak istiyoruz. Taşınıyorum app’i içerisine giren bir vatandaşımız, oturduğu yerden abonelik yapmak istediği kurumları seçebilecek, istenilen evrakı kendisine ait dijital anahtar ile ve kendi rızasıyla onaylayarak gönderebilecek ve saniyeler içerisinde abonelikleri başlayacak. Bir diğer örnek olarak; bir konser veya tiyatro bileti almak istediniz. İlgili oyun ve konseri seçip biletinizi aldığınız an konser veya oyun öncesindeki 2 saat boyunca METRO kullanımı ücretsiz veya İSPARK kullanımı %10-15 indirimli olarak vatandaşlarımıza sunulacak. Bir de Demokrasi Platformumuz olacak. Gündemimizdeki konular ile ilgili vatandaşlarımızın görüşlerine başvurup onların tercihlerini, seçimlerini ve yönlendirmelerini almaya çalışacağız. Belediyemizin rutin hizmetlerini farklı kullanıcı deneyimleri ile sunmayı amaçlıyoruz. Örneğin; bütün şehrin su ve doğalgaz sayaç dönüşümlerini planlıyoruz. Böylece uzaktan okuma, açma-kapama işlemleri yanında, bu saatlere bir ivme ölçer takılabilir. Geçen sene belediyemizin 5 yıllık stratejik planını yaparken yaklaşık 500.000 vatandaşımızın görüşlerini aldık. İstanbul’un en önemli sorunu olarak vatandaşlarımız depremi birinci sıraya, ulaşımı ikinci sıraya aldılar. Bu sebeple eğer yapabilirsek akıllı sayaçların yanında akıllı ivme ölçerler ile depremin ilk anında şehirdeki binaların ivme değişim değerlerinden depremin ilk anında en çok etkilenen bölgeleri çıkartmayı ve yardım ekiplerini o bölgelere yönlendirmeyi planlıyoruz.

Şenol Beyin de konuşmasında bahsettiği giyilebilir teknolojiler oldukça önemli. Biz de İBB olarak özellikle kapsayıcılık ve erişilebilirlik anlamında görme ve işitme engelli vatandaşlarımıza, yaşlılarımıza giyilebilir teknolojilerle yaşam kalitelerini arttıracak teknolojik çözümler sunmayı hedefliyoruz. Hayvan dostlarımız var, onları da giyilebilir teknolojiler ile takip etmeyi hedefliyoruz. 4 Ekim Hayvanları Koruma Gününde Kemerburgaz’da bir açılışımız var, belediyemizin bu konudaki yaklaşımını görme imkânı bulacaksınız.

Belediye içerisinde robot yazılımları kullanarak çok ciddi zaman ve insan kaynağı verimliliği sağlıyoruz. Robotlar yaklaşık 7-10 kat oranında bir tasarrufu bize mümkün kılıyor. Belediye içerisinde çok fazla iş yoğunluğumuz olduğu için buradaki çalışanlarımızı başka konularda değerlendirme imkânı buluyoruz. Teknolojik gelişmeleri hayatımıza girmesi kaçınılmaz. Bugün ilkokula başlayan 100 çocuğun 70’inin üniversiteden mezun olduklarında yapacakları meslekler henüz icat edilmedi. Bu sebeple çağımız her gün yeni, meslekleri önümüze getiriyor. Bu meslekleri kazanacak insan kaynağına ve eğitim ortamına yatırım yapmamız şart.”

Habertürk Sunucusu ve panel moderatörü Mehmet Akif Ersoy’un bilişim teknolojilerinin geleceği ile ilgili sorularına cevaben İstanbul Okan Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Güner Gürsoy şu açıklamalarda bulundu: “Küresel olarak son 20 yıldır birbirini tetikleyen ve takip eden küresel paradigma kırılımlarına şahit oluyoruz. 11 Eylül küresel politik kutuplaşmanın ve sonrasında da savaş ve çatışmalardan kaynaklanan yeni dengelerin ve dinamiklerin oluşumuna tanıklık ediyoruz. Lehman Brothers’ın iflası ile ifşa olan Küresel Finansal Kriz, küreselleşmeye olan inancı ciddi bir şekilde sarsmıştır. 2020 COVID-19 ise bizlere biyolojik kırılmanın ne olduğunu gösterdi. Virüslere karşı dayanıksız ve hazırlıksız bir dünyanın ve insan neslinin sürdürülebilirliği ciddi tartışmalara yol açmıştır. Tüm bunlar yeni dünya düzenini yeniden şekillendiriken ayak sesleri duyulan Teknolojik paradigma kırılımı Endüstri 4.0 ile vücut bulacak. Siber fiziksel robotlar dünyası insanlık için tehdit mi fırsat mı tartışmaları daha da yüksek sesle konuşulmaya devam edecek gibi. Bir diğer kırılım da iklim değişikliğinden kaynaklanabilecek ve Dünyada sürdürülebilir yaşam tehdit altında mıdır konusunu tartışacağız.

Günümüzde değişimler sık ve daha büyük şiddetlerde hayat buluyor. Öğrencilerimize hitap ederken, en kritik yetkinlik kazanımlarının Değişime Uyum ve Öğrenmeyi Öğrenme olduğunu kendilerine hatırlatıyoruz. Sürekli değişim ortamında kendimizi hep güncelleyebilmeli diğer yandan da değişimlere uyum gösterme konusunda kendimizi hazırlamalıyız.

Oyun değiştiren teknolojiler Endüstri 4.0 teması altında kategorize edilebilir. Akıllı siber fiziksel robotlar dünyasında yıkıcı teknolojiler eski alışılagelmiş yöntemleri, yaklaşımlarımızı, yaşam biçimlerimizi, alışkanlıklarımızı yeniden yapılandıracak.

Cobotlar – algılayabileyen, düşünebilen, öğrenebilen ve karar vererek uygulayabilen Kollaboratif Robotlar ürkütücü de gelse gittikçe yaygınlaşacak.

Yapay Zekâ uygulamaları yaygınlaşacak ve farklı alanlarda hayat bulmaya devam edecek.

Nesnelerin İnterneti ile sensörler akıllı sistemlere dönüşecek ve gittikçe de yaygınlaşacak. Yeni geliştirilecek her üründe IoT standart hale gelmesi ile sanal dünyanın yeni aktörleri nesneler olacak gibi.

5G veri iletişiminde çığır açarken büyük veri kavramını mega veriye dönüştürecek gibi.

Blockchain teknolojisi FinTech dışında da kollaboratif çoklu onay mekanizması ile günlük hayatımızın farklı alanlarına girerek alışkanlıklarımızı değiştirmeye aday.

Birinci tavsiyem gelecek çok daha çabuk gelirken büyük ve sık değişimler ile gelecek. Değişim fırtınasına hazırlanın ve bunu bir fırsat olarak görerek değişim rüzgarını arkanıza alıp yelkenlerinizi açın.

Değişimi ve yeni teknolojilerin kullanım alanlarını iyi anlayarak proje tanımlarınıza dahil ediniz. Teknoloji modasına kapılmadan teknolojileri doğru yerlerde ve uygun projelerde kullanın.

Bugün yapacağınız her teknoloji yatırımının kısa sürede demode olacağı bilinci ile geliştirilebilir ve Endüstri 4.0 felsefesine uyumlu projelere ağırlık vermenizi tavsiye ederim.

Yıkıcı teknoloji sizlerin hayallerini yıkmamalı bunun yerine inovatif çözümler ile iş yapış yöntem ve yaklaşımlarınızı kolaylaştırırken demode yapıları ve dirençleri yıkmalı.

Sıra dışı iş model çözümleri en az yıkıcı teknolojiler kadar sizlerin yardımcısı olacak ama bunun için ilave çaba göstermeniz gerekecek.

Bilişim Akıllı bilişim olurken bilişimciler de akıllı sistem tasarımcıları olacak. Akıllı sistemlerin insanlık menfaatine evrildiğini görmek ümidiyle tüm katılımcılara teşekkür ediyorum.”

Medya Mensuplarımızdan Gündemlerinde Bilişime Yer Vermelerini Rica Ediyoruz

Mehmet Akif Ersoy’un yakın zamanda kurulmuş ve sektör temsilcileri arasında olan Global Bilişim Derneği’nin (BİDER) vizyonu, misyonu ve hedefleri ile ilgili soruyu Dernek Başkanı Şenol Vatansever’e yöneltti. Vatansever, Global Bilişim Derneği’nin -kısa ismiyle BİDER’in- 21 Eylül 2020 tarihinde kurulduğunu belirterek dernek hakkında özet bir bilgilendirme yaptı: “Çok yeni bir derneğiz. Tabi ki derneğin Kurucu Üyelerini oluşturan yaklaşık bin üyesi olan BİLİŞİM GRUBU (bilisimgrubu.org) ve Bilişimciler (bilisimdernegi.org) gruplarımızın 3 yıllık beraberliğini saymazsak…  Global Bilişim Derneği, bilişim alanında Türkiye’nin en önde gelen sivil toplum kuruluşu olmayı hedefliyor. Gelişmelerden haberdar olmak isteyenler https://www.bilisimdernegi.org web sitemizi ziyaret edebilirler.

Mehmet Akif Ersoy’a panelimize katkıları için çok teşekkür ederiz. Bizler Türkiye’nin bilişimle kalkınacağına inanıyoruz. TV kanalları haklı olarak gelişmelere göre gündemlerini belirliyor. Teknolojiyi hayatlarının değişmez parçası olarak benimsemiş gençlerimizin ve beyaz yakalı çalışanlarımızın çok da televizyon seyretmediklerini görüyoruz. Onlar seyretmediği için mi bilişimden çok az bahsediliyor, yoksa bilişimden çok az bahsedildiği için mi seyretmiyorlar konusu tartışılması gereken bir başlık. Ama kanımca hepimiz çocuklarımızın global bir dünyada yaşadığının ve teknolojinin hayatlarını çok fazla etkilediğinin farkındayız. Çocuklarımıza ve torunlarımıza yüksek teknoloji üreten Türkiye bırakmak tek dileğimiz. Tüm bu sebeplerle Mehmet Akif Bey başta olmak üzere tüm değerli medya mensuplarımızdan gündemlerinde -ufak dozlar şeklinde başlasa da- bilişimle ilgili konulara yer vermelerini rica ediyoruz. Kendisine tüm samimiyetiyle bizlere destek vermesi ve panelimizin moderatörlüğü için tekrar çok teşekkür ederiz.”