Dijital Biz Dergisi | Editör

Şenol VATANSEVER

 

 

Mayıs 2020

 

Sosyal Medyadan Canlı Yayınların Püf Noktaları Nelerdir?

 

Koronavirüs ile ilgili alınan tedbirler kapsamında kamu kurumlarında ve özel sektörde çalışanların büyük bir kısmı evden çalışmaya devam ediyor. İstisnaları olmakla beraber daha önce genelde işverenler tarafından dirençle karşılanan bazı zamanlarda evden çalışabilme talepleri bir anda “yeni normal” oldu. Yeni normalin benimsenmesiyle kurumların operasyonlarını kesintisiz ve sağlıklı devam ettirebilmeleri için çalışanlarının koordinasyonunun ve iletişiminin nasıl sağlanacağı, iş toplantılarının nasıl yapılacağı gibi kritik ihtiyaçlar ajandaların ilk gündem maddeleri haline geldi. Kurum içi ve hizmet verdikleri kurum dışı paydaşların bir araya geldiği toplantılar video konferans altyapıları üzerinden yapılmaya başlandı. Kimi kurumlar bu toplantılar için yüksek maliyetli yatırımlar yaparak kendi iç ağları içerisinde görüşmelerini gerçekleştirirken, kimi kurumlar ya da bazı çalışanlar Zoom gibi kişisel verilerin güvenliği konusunda birçok güvenlik açığıyla gündeme gelen altyapılara yöneliyor.

Kişisel Verileri Koruma Kurumu’nun uzaktan eğitim platformları hakkında yaptığı kamuoyu duyurusu aslında kurumların video konferansa dahil ettikleri gerçek kişi olan müşterilerini de kapsıyor. Bu duyuruda; 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (KVKK) 5. maddesinde ad ve soyad gibi kişisel verilerin işlenme şartlarına, 6. maddesinde ise görüntü gibi biyometrik verilerin dahil olduğu özel nitelikli kişisel verilerin işlenme şartlarına dikkat çekildi. Ayrıca kullanılan sistemlerin veri merkezlerinin çoğunlukla yurt dışında olması sebebiyle Kanunun 9. maddesinde belirtilen şartlara uygun olmaları gerektiği hatırlatıldı.

Salgın sürecinde yaşananlar ülkelerin her alanda kendi kendine yetebilmesi gerektiğini bizlere tekrar gösteriyor. KVKK’nın teknoloji alanında işaret ettiği en önemli kriterlerden bir tanesi hizmet alınan bulut firmasının merkezinin hangi ülke sınırları içerisinde bulunduğu olduğundan KVKK kapsamında yaptırımlarla karşılaşılmaması için Türkiye’deki kişilerin verilerinin Türkiye’de işlenmesi gerekiyor. Ayrıca Milli Teknoloji Hamlesi ışığında ve cari açığa da olumlu katkı olarak büyük kurumların yerli yazılım ve bulut şirketlerine daha fazla iş verme sorumlulukları var. Son 5 yılda kurulup Türkiye’de ve uluslararası platformlarda başarılara imza atan bulut şirketlerinden hizmet alınmasını öneriyorum.

Kurumların ve şirketlerin video konferans çözümlerini aktif olarak kullanmaya başlamasıyla beraber çalışanların yayıncılık alanındaki yetkinlikleri de artıyor. Canlı yayınlarla daha çok YouTuber’lar özdeşleşmişken, artık kurumsal ve bireysel amaçlı olarak birçok kişi farklı sosyal medya platformlarından canlı yayınlar yapıyor. Canlı yayınlar mevcut müşterilerle etkileşimleri artırırken, ürünlerini tanıtma fırsatı bulduğu müşteri adaylarına da satışlar yapma fırsatlarını getiriyor. Bu canlı yayınlar için iyi bir bilgisayar ya da akıllı telefon, kulaklık, kimi durumlarda harici kamera, mikrofon, lamba, tripod, yeşil perde olmazsa olmazlar haline geldi.

Internet üzerinden YouTube, Instagram, Twitter/Periscope, Facebook, Twitch, LinkedIn gibi sosyal medya platformlarından aynı anda yayın yapabilmek için bazı yazılımlar kullanmak gerekiyor. Belli bir düzeye kadar ihtiyacınızı karşılayabilecek OBS (Open Broadcaster Software) yazılımını ücretsiz olarak kullanabilirsiniz. Yazılım yüklemelerine gerek kalmadan 7 kişiye kadar konuk alarak canlı yayını zenginleştirebilmek gibi birçok özelliği barındıran daha profesyonel yayınlar yapabilmek için belli düzeyde bütçe ayırarak Wirecast de alabilirsiniz. Yayın içeriğini daha göze ve kulağa hoş gelen hale getirmek istediğinizde stok videolar, sesler, görseller için de bütçe ayırmanız gerektiğini hatırlatmak isterim. Wirecast’te bunların bir kısmı yazılıma entegre olarak sağlanıyor.

Canlı yayın yapacakların muhtemelen tüm bu yatırımları yaptıktan sonra en zayıf halka olarak karşılarına çıkıp tüm planlarını değiştirmelerine yol açabilecek bileşen “upload” yani “yükleme” hızıdır. Türkiye’de yükleme hızları genelde giriş paketlerinde 1 Mbps’nin de altında, fiber dahil üst paketlerde ise 4-5 Mbps ile sınırlı kalıyor. Bir platformda canlı yayın yapabilmek için en az 2-4 Mbps yükleme hızı gerekiyor. Aynı anda farklı sosyal medya platformlarında yayın yapıldığında ve konuklar alındığında ihtiyaç duyulan yükleme hızları da benzer şekilde katlanıyor. Koronavirüs sebebiyle evden çalışanlara destek olmak için operatörlerin yükleme hızlarını kimi paketlerinde 10-20 Mbps’ye kadar çıkardıkları görülüyor. Ancak bunun en azından şu an için geçici süreyle olduğu unutulmamalıdır. Gerekli olan yüksek yükleme hızları için internet servis sağlayıcılarında uygun paket bulunamaması durumunda alternatif olarak yerli bulut şirketlerinden uygun sanal sunucu alınarak yayınlar kesintisiz ve kaliteli olarak oradan yapılabilir.